HARİCİLİĞİN DOĞUŞU VE FIRKALARA AYRILIŞI
İslamda ortaya çıkan ilk fırka hariciliktir. Bazı önemli fikri düşünceleri çağdaşı düşüncelerden farklılık arzeder. Kendinden sonra ortaya çıkan mezhepleride düşünceleriyle etkilemişlerdir.
Haricilerin Zuhuru:
Hariciler ilim adamları tarafından farklı isimlerle zikredilir. Sıffin savaşında meydana gelen olaylar neticesinde, hakem olayından sonra ortaya çıkmışlardır. Sıffin savaşında Hz. Ali den ayrılarak guruplarını kurmuşlardır. Hariiciliğin doğuşunun nedeni sıffin savaşındaki hakem olayı olsada arka planda haricilerin görüşlerine de bakmak gerekir.
Hariciliğin Doğuşuna Etki Eden Faktörler:
-Abdullah b. Mes’ud un ekolünü benimseyen Iraklı insanlar Kur’ana sıkıca bağlıydılar. Hz. Osman zamanında vuku bulan iç çalkantılardan, huzursuzluklardan dolayı kendilerince bir tavır takınma kararı almışlardır. İslamın ilk yıllarında olduğu gibi Müslümanların birbiriyle kardeşçe , huzur içinde yaşamalarını, adaletin hüküm süreceği insanların mutlu olabileceği bir yaşam düşünüyorlardı. Bunun içinde halifenin seçimle işbaşına gelmesini benimsemişlerdir ve halifenin şahsına büyük önem atfetmişlerdir.
-Resulullahın ahrete irtihalinden sonra vuku bulan savaşlarda Arapların İslam öncesi cahiliye döneminde sahip oldukları kabilecilik anlayışından tamamen kurtulamadıkları ortaya çıkmıştır. Haşimoğullarıyla Ümeyyeoğulları arasındaki sürtüşme devam etmiştir. Bunlardan etkilenen haricilerin kabilesi Rebialılar ve cahiliye döneminde aralarında sürtüşme bulunan Mudarlar birbiriyle tekrar mücadeleye başlamışlardır.1 haricilerin ileri gelenlerinin Temimli olması ve Hz. Ali taraftarlarının içinde çok sayıda Yemenlinin hariciler arasında olması haricileri kureyşe karşı harekete sürüklemiştir.
Haricilik hareketinin siyasi nedenlerde dolayı ortaya çıktığını iddea eden ilim adamları olduğu gibi bu hareketin dini nedenlerdendolayı ortaya çıktığını iddea eden ilim adamlarıda vardır. Bu konudaki genel kanaat hariciliğin siyasi nedenlerden ortaya çıkıp dini bir kimliğe büründüğüdür.
Haricilerin Sıffin Savaşından Sonraki Durumları:
Ebu Musayı hakemi seçen Hz Ali Küfeye çekilmiştir. Hz. Aliyi savaşı kesip hakeme mecbur bırakan hariciler sonra hakem seçmekle hata ettiklerini düşünerek tövbe ederek on iki bin kişiyle Harura ya çekilirler. Hemen kendilerine aralarından birini imam tayin ederler. Bundan sonra amaçlarını ilan ederler. Bu ilanı duyan Hz Ali taraftarları Hz Ali ye gelerek tekrar biatlarını Hz Ali ye sundular. Bunun üzerine hariciler Hz Ali taraftarlarına iyice kızdılar. Ama Hz Ali taraftarları haricilerin ayrılmalarına önem veriyorlardı.
Hz Ali haricilerle konuşmak için elçiler yollamıştır . Elçilerle hariciler arasında münakaşalar olmuştur sonuçta hariciler kendi bildiklerine devam etmişlerdir. Daha sonra Hz Ali kendisi haricilerle konuşmuştur bu konuşma neticesinde altı bin harici Hz Aliyle Küfeye dönmüşlerdir. Geride kalanlar anlayışlı, ileri görüşlü, iyi bir hatip kişilerdiler. Çok namaz kılmaktan dizlerinin yıprandığı söylenir. Ama Hz Aliye inandığı için bir sahabi ve hamile olan eşini öldürecek kadarda çelişki içinde olan bir guruptu.
Hz Ali defalarca haricilerle konuşmuştur ama onlar kendi bildiklerinden dönmemişlerdir. Haricilerden iş çıkmayacağını anlayan Hz Ali Küfede yanında bulunanlarla ve Basradan gelecek olanlarla birleşerek Şamlılar üzerine saldırmayı düşünmektedir. Tam bu sırda hariciler kendi görüşlerinin paylaşmadı diye sahabiden Habbab b. Eret’i ve hamile olan eşini vahşice katletmeleri üzerine Hz Ali Şam üzerine gitmeden önce bu hariciler meselesini halletmeyi uygun gördü. Nehravan yakınlarında vuku bulan savaşta haricilerin tamamına yakını imha edilmiştir. Nehravan savaşı Hz Ali açısından bir zaferdi .Ne varki bu savaşlardan kaçıp kurtulan hariciler için intikam arzusunu tetikleyen olaydı. Bunun neticesinde Hz Ali bir harici tarafından şehit edilir.
Hariciler Hz Alinin şehit edilmesinden sonra özelliklede Hz Hasanın halifelik hakkından feragat etmesinden sonra Muaviye tarfından ve Emevilerden büyük kırıma uğramışlardır 2. Küfede Emeviler zamanında sürekli olarak haricilere büyük baskılar olmuştur. 677 yılında Küfe valisi İbn Ummil Hakem in sert tedbirleri sonucu Küfede bulunan bütün hariciler öldürülmüştür buda Küfede ki haricilerin sonu olmuştur.
Sıffin savaşından sonra beş yüz kişilik bir harici gurubunun başına geçerek Basraya geçen et Temimi Basra hariciliğinin kurucusu olmuştur. İlerki yıllarda Basrda da haricilere Emevi yönetimince büyük baskılar uygulanmıştır. En önemli kısımda Ubeydullahın Vali olmasıyla başlamıştır Ubeydullah Basradaki haricilerin kökünü kazımıştır.
Haricilerin Fırkalara Ayrılışı:
Yezitin ölümünden sonra Basra halkı ibn Ziyad’a isyan ederler bunu fırsat bilen hariciler hapislerden kaçarak kurtulurlar. Nafi b. El Erzak etrafında toplanırlar. Bu guruptan üç yüz kişi Allah yolunda Huruc edenler olsaydı durumumuz böyle olmazdı diyerek Ehvaza giderler. Abdullah b. Es Saffar ve Abdullah b. İbad buna karşı çıkarak Basrada kalırlar . Ehvaza gidenler bir süre sonra kendi görüşlerini oluşturlar .’Gerçekten kitapta insanlara açıkladıktan sonra, indirdiğimiz belgeler ve ve yol göstereni gizleyen kimseler var ya , onlara hem Allah lanet eder hem lanetçiler lanet eder3. Bu fikirler bütün taraftarlarca kabul görür. İlerleyen zamanda liderleri Nafinin görüşlerinde değişmeler gözlenir. Nafinin bu yeni görüşleri , kendisine katılmayıp Basrada kalanlardan önce, kendi taraftarları arasında hoş karşılanmadı . Yaşanan tartışmalardan sonra Necdet b. Amir el Hanefi, ibn Erzaka karşı çıkarak kendisine katılanlarla beraber Yemameye geçmiştir.
Necdetin Yemameye gelişiyle hariciler Ebu Talutu mevkiinden indirerek Necdete biat ettiler. Bunun neticesinde ibn Erzak başkanlığında Ehvazda bulunan hariciler kesin sınırlarla EZRAKİYYE ve NECDİYYE diye ikiye ayrılmıştır. Basrada kalanlarda KAADE denilen gurubu oluşturmuşlardır. Basrada yine el Muhakkimetul ula denilen bir gurupları da vardır.
684 yılında el- Muhakkimetül ula denilen ilk haricilerin kurucularının isimlerine izafeten Ezrakiyye, Necdiyye, Sufriyye ve İbadiyye olmak üzere dört kola ayrılmışlardır. Bunlardan sadece İbadiyye kolu hayatta kalıp varlığını sürdürmüştür.